Otizmin belirtileri en erken yaşamın ilk 6. ayında fark edilebiliyor.
Otizmin başlıca belirtileri arasında; başkalarıyla göz teması kurmamak, ismi söylendiğinde bakmamak, konuşmada gerilik, parmağıyla ile istediği şeyi gösterememek, akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermemek, sallanmak, çırpınmak, parmak ucunda yürümek, dönen nesnelere karşı aşırı ilgi ve takıntılı davranışlar sayılabiliyor.
Ailelerin çocuklarında aynı yaştaki diğer akranlarından farklı davranışlar ve belirtiler gözlemleniyorsa vakit kaybetmeden hastalık konusunda uzman bir çocuk ergen psikiyatristine başvurmaları gerekiyor.
Günümüzde her 68 çocuktan biri otizmli olma riski ile doğuyor!
Otizmin görülme sıklığı günümüzde çok büyük bir hızla artıyor. 1985 yılında her 2.500 çocuktan birine konan otizm tanısı, günümüzde her 68 çocuktan biri için konulmakta. Nüfusa projeksiyon yaptığımızda ülkemizde yaklaşık 1.142.586 otizmli birey olduğu ve bu durumdan etkilenen 4.568.000 aile ferdi bulunduğu tahmin ediliyor. Ülkemizde 0-18 yaş grubu arasında yaklaşık 352.000 otizmli çocuk ve gencimizin, okullaşabilen ve eğitime erişebilenlerin sayısı ise sadece 30.050.
Otizmin bilinen tek çaresi, erken tanı ile yoğun, sürekli, özel eğitim!
Bilimsel araştırmalar, erken tanı ve doğru bir eğitim yöntemi ile yoğun olarak eğitim alan çocukların yaklaşık yüzde ellisinde otizmin belirtilerinin kontrol altına alınabildiğini gösteriyor. Bu konuda gelişim sağlanabildiğini, hatta bazı otizmli çocukların ergenlik yaşına geldiklerinde diğer arkadaşlarından farkı kalmadığını gösteriyor.